Ticket'la Ödeyeceğim (ya da Perşembe günü)
- Miray Gülsoy
- 27 Oca 2024
- 2 dakikada okunur
İntihar edenler yaşamdan bıkmıyor / ölümü yaşama tercih etmiyor,
kendi yaşamlarından bıkıyor / ölümü kendi yaşamlarına tercih ediyorlar.

Kendi yaşamım yaşam kadar güzel olsun istiyorum. Bir gün gelip de yalnızlığın bir his değil - gerçek olmasından korkuyorum.
Parasızlıktan da. Parasız, yalnız bir yaşlı olmaktan. Şimdi (yaşlı değilken) parasızlık - fakirlik değil - ve yalnız hissetmek dayanılabilir. Ama bunlar yaşlılıkta ölüm demektir. Ve beni böylesine keskin cümleler kurmaya itecek kadar korkutmaktadır.
Ölümün kendisinden korkmuyorum. Gördüğüm hayatı hiç yaşayamamaktan ve yaşamak konusunda umudumun kalmadığı günün gelmesinden korkuyorum. Belki de asıl ölüm budur. Asıl ölüm budur, belki de.
Kabusumun içinde yaşıyorum. Yoruluyorum ve çıkış yok. Var ama bana yok. Umutsuz değilim yanlış anlamayın. Karamsar hiç değilim. Çıkış var biliyorum, görüyorum da. Ben ona erişemiyorum. Benim üyelik paketimde o yokmuş gibi: çık-a-mıyorum.
Kabus: Hayalini yaratabileceğin umuduyla hayalinden çok uzak bir hayat yaşamak. Hayalinin ne olduğunu dahi hatırlayamamak. Hayalinin ve hatta “hayal”in öyle metalaşması ki (bu kelimenin tam olarak ne anlama geldiğinden hiç bir zaman emin olamadan öleceğim) içindeki seni, değişimini, beklentilerini bile unutmak. Anın ve senin ve senin yaşamın yerine “hayalin” - bir hayalin veya senin hayalin değil - “hayal”in ve “yaşam”ın içinde kaybolmak.
Hayalini hiç bir zaman yaşayamayacağına neredeyse emin ve mağrur (mağrur mu?) bir umutla, kendini koyduğun - ya da bir zamanlar konulduğun ve çıkmak konusunda beceriksiz olduğun - çıkmazın, açmazın, kaçmazın içinde her gün çürüdüğünü görmek. Çürümekte olan ülkeler.
Olduğun bu kişinin ve olmasına izin verdiğin bu hayatın mastürbasyonunu yapmak. Hayalinin; hayallerini gerçekleştiremeyen ve kendini dünyada yapayalnız hisseden o kişinin ta kendisine dönüşmesi. Kendine duyduğun ve sana duyulan acıda huzur bulmak.
“Ne kadar acıklı, ne kadar masum.”
Özel değilsin. Özelsen de, özelliğin bu değil.
Diye geçirdi içinden sırada beklerken. Önünde duran kadının saçları azalmıştı veya hep azdı. Marketin ışıkları beyaz, ama loştu. Beyaz ışığın loşuna denk geldiği için kendini şanslı saydı. Yaşamda, adını unuttuğu ama görse parmağıyla gösterebileceği, Beşitaş'taki ev yemekçisinin bembeyaz beyaz ışıl ışıl ışıklarının altında tüm gün çalışmak da vardı.
-348, 58 TL.
+“Ticket'la ödeyeceğim.”